Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'na açık mektubumdur:
Öncelikle sözlerime zaman kavramıyla başlamak isterim. Zaman çok değerli ve yüce bir
kavramdır, ki buna paralel zamanlama da aynı şekilde. Bu kısa ama içten sözlerim, Cumhuriyet
Halk Partisi Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili olacak dostlarım.
Yorucu, stresli, yüksek gerilimli bir seçimin hemen sonrasında şimdi kuracağım cümleleri
kurabilirdim. Ancak en başta bahsettiğim zamanlama kısmı benim için çok önemlidir. Bu
nedenle bugün yazmamın anlamı da büyüktür. Kaybedenin sadece Cumhuriyet Halk Partisi
olduğu bir seçimi yaşadık. Bir strateji düşünün ki milletvekili sayılarının bu kadar önemli olduğu
bir seçimde, yalnız başına seçime girse %1 oranında oy alamayacak partilere 39 vekil
kazandırsın. Bir strateji düşünün ki kampanya boyunca Atatürk'ün Halkçılık ilkesinden kopan
söylemleriyle yarışa başlasın. Bu örnekler uzar gider. Buraya kadar olan şeyler eleştirilebilir,
üzerine düşünülüp istişare edilebilir şeyler de olabilir. Peki ya devamı? Kaybedenin kendisi
olduğuna ikna edemediğimiz bir adam… Hemen bir ara verip zihinlerimizi geri saralım.
Ülkemizin muhalif kanadının ve özellikle ikna edilemeyen bu adamın yüksek sesle haykırdığı bir
söylem; 'Tek adam rejimi!', 'Koltuk sevdalısı' ve daha niceleri… Ayrıntıyı bu sözlerimi okuyan
herkes gayet iyi anladı da bir tek sen anlamadın Kemal Bey!
Bu sözlerim için özellikle seçim sonrasını bekledim. Seçimin kaybedeni olarak olağanüstü
toplantılar ve görüşmeler sonrasında gereğini yapar, ilkeli davranır ve Atatürk'ün kurduğu
partinin genel başkanlık koltuğunda oturduğunun farkında olarak kişisel değil parti menfaatini
düşünüp ona uygun hareket eder diye bekledim. Ancak bugünlerde yaşadığımız MYK toplantısı
sonrası alınan kararlar ve seçilen üyeleri gördükten sonra üzüntümün yerini öfke aldı diyebilirim.
İlkesiz duruşunuzla ne bir solcuya ne bir sağcıya ne bir ülkücüye ne de bir devrimciye
benziyorsunuz. Halkın deyimiyle ortaya karışık bir durumdasınız. Farkında mısınız 13’üncü
kezdir AKP’ye karşı seçim kaybediyorsunuz. Bu seçimleri kaybetmenizin bir sebebi de parti
içerisinde kurduğunuz A takımlarınızdır. Ülkeyi yönetmek parolasıyla çıktığınız yolu Kemal
Bey'in cumhurbaşkanlığını onaylatmak parolasına döndürdüğünüz A takımlarına da sözüm var,
lütfen derhal istifa ediniz! Arkadaşlar, özellikle bugün parti içerisinde mevki fark etmeksizin
alınan kararları destekleyen kişiler; bir adamın koltuk sevdası yüzünden, saçma stratejilerinizle
daha fazla zarar vermeden bu partiden bir an önce ayrılın. Parti içerisinde sandığınız gibi bir
lider bulamama durumu yok! Görmek isteyene gayet var. Zihinlerinizi zorladığınızda İstanbul
belediye seçimlerinde mutlak zaferi göğüslemiş Sn. Ekrem İmamoğlu var. Rekabetten
korkmayın rekabet kaliteyi ve başarıyı yükseltir Sn. Kemal Bey! Aylar sonra yapılacak yerel
seçimlere vereceğiniz hasarın farkında olun, gereğini yapın. Sonrasında bu zaman ve
zamanlama kavramlarını Timur Koç olarak ben değil, sandıkta halk tekrar hatırlatır. Ne demiştik,
Hepimiz için CHP.
Sözlerimi çok önem verdiğim bir cümle ile bitirmek isterim:
Değişmeyen tek şey değişimdir.