Çayırova Belediyespor BASKET, liginde, 5. hafta maçında maçında Gaziantep deplasmanında boy gösterdi. Kazanarak döndü.
Sükseli bir galibiyet...
Ligin en yüksek bütçeli takımı olan İstanbul Esenler Erokspor'u hem de İstanbul'da mağlup eden, yenilmezlik ünvanına son veren Gaziantepspor'u Gaziantep'de yenerek Çayırova'ya dönmek her açıdan büyük iş. ÇESK'in hem puan tablosunda ki matematiği açısından, sekizde 7 galibiyet hedefi açısından, galibiyet serisi yakalamak açısından ve en önemlisi üst düzey takımlara karşı iyi mücadele, skor üretme ve galibiyet elde etme açısından çok önemli.
Gaziantepspor'u evinde yenerken ciddi artılarımız vardı.
Geride kalan 4 haftada olumsuz yönde nelerin altını çiziyorduk... Hatırlayalım...
Takım maç bütünlüğü içinde performans sergileyemiyor. dedim. Son 3 dakika kala önde olduğu maçı rakibe hediye ediyor dedim. İyi başladığımız maçı kötü bitiriyoruz, kötü başladığımız maçı 3 yada 4. çeyrekte çeviriyoruz dedim. Jamari ve Diante'nin aynı anda sahada olmadığı bir maçta çok canımız yanar dedim. Yerliler ile yabancılar arasında ki performans farkının asgari düzeye inmesinin şart olduğunu söyledim. Sürekli Diante kredisini kullanamayız, onu dinlendirecek oyuncuların yükü hafifletecek düzeye getirilmesi gerekiyor dedim. Rakibin dış atışlarına da savunma yapılması şart dedim.
Yazdıklarımız yabana atılmamış. Yazdıklarım, yazdığım yerde kalmamış. Kazandığımız maçlardan da alınması gereken dersler olduğunu söylerken hemfikir bir şuurla teknik dokunuşlar yapılmış...
Ama yine de eksiklikleri yazmaya devam edeceğim.
Bir kere kabul etmek gerekir ki Gaziantepspor'un Esenler Erokspor karşısında oynadığı oyunla ÇESK'e karşı oynadığı oyun arasında bizim lehimize fark vardı. Ancak galibiyete gölge düşürmek istemem. Gaziantep'te ÇESK forması terleten tüm oyuncularımızın ellerine, ayaklarına sağlık.
Aslında olumsuz anlamda tek bir cümle yazacağım ve bu aslında maçın tamamı hatta kim nasıl oynadı sorusunun özeti olacak. 3.periyotta Diante'nin dinlendirilmesi ile maçın gidişatının bizim açımızdan ne durumda olduğunu yazmak yeterli. Allah'tan son periyotta tekrar oyuna dahil oldu ve kazanarak döndük.
Peki bu adam hastalanırsa, sakatlanırsa, birkaç maç oynayamayacak durumda olursa (ALLAH KORUSUN) geriye bir takım olgusu, oyun performansı, skor üretimi diye terimlerden nasıl bahsedeceğiz?
Ama biz öncelikle bu akşam ve yarın bu galibiyetin keyfini çıkaralım. Artıları sıralamakta fayda var. Maçın başından sonuna kadar oyunda kaldık. Rakibin her attığı sayıya cevap verdik. Tüm periyotlarda mücadele ettik. Koray'ın atışları potayla buluşsa çok daha farklı dönebilirdik. Ama Koray için çok özel ve duygusal bir akşamdı. Çocukluğundan beri forması giydiği takıma ilk kez rakip olarak oynadı. İyiydi. 15 sayı netliğinde atış pozisyonu buldu 7 sayıyla tamamladı.
Jamari yine üst düzey oynadı. Takımı canlı tuttu. Uzun oyuncu nasıl oynamalı? sorusunda ders niteliğinde performans sergiledi.
Ali Efe Barış için artık "Kayıp aranıyor" ilanı yayınlama noktasına geldim. Hamit bugüne kadar en katkılı oyununu oynadı. Hem de her alanda. Savunmada, hücumda, sayı üretiminde... Rakibin en iyisi Marqus'e kene gibi yapıştı. Merthan çıta atlamalı. Oğuzhan ile Jamari aynı anda çok uyumlu olmuyor. Eray'ın çalışkanlığı ekstra idi.
Ligde yenilmeyen takım kalmadı. Geride kalan 5 maçlık periyotta 4 galibiyet eden 3 takımdan biriyiz. 8 maçta 7 galibiyet hedefinde en riskli maçımız olan Gaziantep Basket virajını kayıpsız atlattık.
Bu gidişat moral, hedef, ümit ve güç bakımından çok önemli... Çok erken. Çok maç var. Ama her geçen gün daha iyi bir ÇESK seyrediyoruz. Gidişatın sonu benim açımdan zirvesel bir bakış açısında. Şimdi Gaziantep'in düştüğü hataya biz düşmeyelim. Esenleri yenip evinde relaks bir havayla maça çıkmanın bedelini ödediler. Biz de deplasmanda güçlü bir takımı yenerek evimizde Pizza CO'yu ağırlayacağız. Aman ha... Sakın...Sakın..
Saygılarımla