CHP Çayırova Kadın Kolları Başkanı Fadime İlhan, Kadına yönelik şiddete karşı mücadele gününde Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka'nın basın açıklamasını paylaştı. Açıklamada şu ifadeler yer aldı...
Bugün, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü.
Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları olarak, 81 il ve 973 ilçede alanlarda eş
zamanlı basın açıklaması yapıyoruz. Şiddet nedeniyle yaşamını yitiren tüm kız
kardeşlerimizi saygıyla anıyoruz.
Bugün, dünyada ve ülkemizin dört bir yanındaki kadınlarla tek yürek olduk: her
türlü şiddete, sömürüye ve savaşa meydan okuyoruz. Dünya tarihine
“kelebekler” olarak geçen Mirabel Kardeşler’in direnişine sahip çıkıyoruz.
Bundan tam 63 yıl önce Dominik Cumhuriyeti’nde diktatörün devrilmesi için
canları ile bedel ödeyen Mirabel Kardeşler’i saygıyla anıyoruz.
Değerli Basın Mensupları,
Adında “adalet” olan AKP Hükümeti’nin yönettiği ülkemizde her gün en az iki
kadın katlediliyor. Kadın cinayetlerini sadece “sayı” olarak değerlendiren
iktidar, çarpıttığı verilerle şiddetin azaldığını iddia ediyor. Hayattan koparılanın
bir evlat, bir anne, bir abla, bir kardeş, bir arkadaş, bir dost olduğu gerçeği yok
sayılıyor. Cinayetlerin üzeri “şüpheli kadın ölümü” denilerek kapatılmak
isteniyor. İstismara uğrayan çocuğun davasında “çocuğun rızası”ndan
bahsediliyor. Kadına ve çocuğa yönelik şiddet uygulayanlar cezasızlık politikası
ile ödüllendiriliyor. Kırmızı çizgimiz olan İstanbul Sözleşmesi hukuksuzca
feshediliyor. 6284 Sayılı Şiddet Yasası’na göz dikiliyor. Cumhuriyetin biz
kadınlar üzerindeki en önemli kazanımlarından olan Medeni Kanun budanmaya
çalışılıyor. Kadının insan haklarının en büyük güvencesi olan laik düzen büyük
bir tehdit altında. Yeni Anayasa tartışmalarında, kadınlar hedef tahtasına
konuluyor. Bakanlığın adından dahi “kadın” ibaresini kaldıran zihniyet,
toplumsal cinsiyet eşitliğini yok sayıyor. Kadınlar kıyafetine göre ayrıştırılmaya,
dayanışma parçalanmaya çalışılıyor. Kadınların istihdama katılımını teşvik
edecek politikalar uygulanmak yerine, çalışmak isteyen kadınların işsizliği
artırdığı iddia ediliyor. “Kadının fıtratına uygun” işlerde çalışması gerektiğini
dahi söyleyenler çıkıyor. Kadınların siyasete aktif katılımı önüne sürekli
engeller konulmaya çalışılıyor. Erken yaşta ve zorla evlilikleri meşru kılmak
için adeta fırsat kollanıyor. İktidarın kadının hayatını cehenneme çeviren
politikaları saymakla bitmiyor.
Biz bütün bu uygulamalar karşısında yılmadan, usanmadan, direnmeye ve
sesimizi yükseltmeye devam ediyoruz. AKP karanlığını aydınlığa çevirmek için
kadın hareketi ile sımsıkı kenetlenerek, olanca gücümüzle direniyoruz.
Haklarımızdan, hayallerimizden ve hayatlarımızdan asla vazgeçmiyoruz.
Değerli Basın Mensupları,
AKP Hükümeti, 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin
Önlenmesine Dair Kanun’un bir gerekliliği olan Şiddet Önleme ve İzleme
Merkezleri (ŞÖNİM) sayısını artırmıyor. Resmi verilere göre; Türkiye’de
sadece 81 ŞÖNİM bulunuyor. 6284’ün yükümlülüklerini yerine getirmeyen Aile
ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ise yaşlılara, engellilere ve ihtiyacı olduğu
düşünülen herkese yönelik hizmet sunan Sosyal Hizmet Merkezleri (SHM)
açmakla yetiniyor. Durum bildiğiniz gibi: Bakanlık kadına yönelik şiddetle etkin
mücadele konusunda samimi değil.
Bu konuda samimi olsaydı, ALO Şiddet Hattı 183’ü engellilere, gazilere ve
yaşlılara da hizmete açılmazdı. Biz engellilerimize, gazilerimize ve yaşlılarımıza
hizmet sunulmasın demiyoruz. Bu hizmetin, ölümle burun buruna gelen bir
kadının arayacağı ALO ŞİDDET hattı üzerinden verilmesine itiraz ediyoruz.
İstanbul Sözleşmesi’nin yükümlülüğü olan ALO Şiddet hattının amacı dışında
kullanılmasını doğru bulmuyoruz.
AKP, kadına yönelik şiddeti önlemek adına hayata geçirdiği politikalarında
“mış” gibi yapmaya devam ediyor. Hal böyle olunca da bizler, en temel
hakkımız olan yaşam hakkımız için mücadele etmeye mecbur bırakılıyoruz.
2002 yılından bu yana kadın cinayetleri sistematik bir artış gösterdi. Kadın
Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun verilerine göre, 2002 yılında 66 kadın
cinayeti işlenmişken, bu yıl 10 ayda 194’ü şüpheli olmak üzere en az 447 kadın
öldürüldü. Bir kez daha haykırıyoruz: şüpheli kadın ölümü yoktur, etkin
yürütülmeyen soruşturma vardır. Kadın cinayetleri politiktir (NOKTA).
Değerli Basın Mensupları,
Bizler AKP’den medet ummuyoruz. Neden umalım? Çarşamba günü Aile ve
Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçesi görüşüldü. Bir daha gördük ki bu
bütçede kadını güçlendirme hedefi yok! Bütçede sekiz başlık var. Kadının
güçlenmesi başlığı kendine ancak yedinci sırada yer bulmuş. Bu amaçla
Bakanlığın bütçesinden ayrılan pay ise sadece binde 8.6.
Bütçeden kadının payına yine yoksulluk düştü. Bakanlık verilerine göre; 2018
yılında sosyal yardım alan hane sayısı 3 milyon 494 bin 931 iken 2023 itibarıyla
4 milyon 400 bin haneye ulaştı. Üstelik sosyal yardımlardan yararlandırılan
toplam 4,4 milyon haneden 3,5 milyonu “düzenli sosyal yardımlar” kapsamında
yer alıyor. Yoksulluktan en çok da çocuklar nasibini alıyor. Ailesi tarafından
bakılamadığı için “Sosyal ve Ekonomik Destek” programı kapsamına alınan
çocuk sayısı katlanarak artıyor. 2022 yılında SED programında 155 bin çocuk
var iken 2023’de bu sayı 163 bin 995’e yükseldi. Bu utanç AKP’nindir!
Değerli Basın Mensupları,
Bugün CHP’li belediyelerimizle “Yerel Yönetimlerde Çalışma Yaşamında
Şiddet ve Tacizi Önlemeye Yönelik Politika Belgesi”ni paylaştık. Uluslararası
Çalışma Örgütü’nün ilgili sözleşmesini (ILO 190), iktidar imzalamasa da bizler
yerel yönetimlerimizle hayata geçireceğiz. CHP’li Belediyeler çalışma hayatında
şöyle bir irade ortaya koyuyor:
1-İstanbul Sözleşmesi’nin yanı sıra Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası
sözleşmeler, Anayasa ve diğer mevzuat hükümlerinin öngördüğü toplumsal
cinsiyet eşitliğine yönelik tüm düzenlemeleri esas alırız. Her türlü ayrımcılığın
karşısında dururuz. Bu anlayışla, Yerel Eşitlik Eylem Planı hazırlamayı, hayata
geçirmeyi ve veri toplamayı kabul ediyoruz.
2-Belediye çalışanlarına farkındalık ve bilinçlendirme amaçlı toplumsal cinsiyet
eşitliği eğitimleri vereceğiz. Bu eğitimleri çalışma süresinden sayacağız.
3-İş yerinde şiddetin ve ayrımcılığın ortadan kaldırılması için şiddet mağduru
çalışanı gözeteceğiz.
4-Kadınlara yönelik cinsel taciz ve cinsel saldırı vakalarında adli makamlara
yansıyan durumları esas kabul edeceğiz ve gerekli her türlü tedbiri alarak gerekli
adımları ivedilikle atacağız. Bu süreçte gizlilik esasına göre hareket edeceğiz.
5-Şiddet mağduru çalışanın talep etmesi halinde; hukuki ve/veya psikolojik
destek sağlayacağız.
6-Belediye çalışanlarının istihdamında yüzde 50 cinsiyet kotasını
hedefleyeceğiz.
7-25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet ve Mücadele Günü etkinliklerine katılan
kadın üyelere -işi aksatmamak kaydıyla- idari izin vereceğiz.
Değerli Basın Mensupları,
Bizler eşitlik mücadelemizden asla vazgeçmeyeceğiz! “Kadınlar Vardır,
Kadınlar Her Yerde” diye haykırırken sesimizi de sözümüzü de yükselteceğiz.
Budamaya çalıştıkları yasaların etkin uygulanması için örgütlü gücümüzle
direneceğiz. Can simidimiz olan İstanbul Sözleşmesi’ni ilk fırsatta yeniden
uygulamaya koyacağız. Kıyafetimizden kahkahamıza, kaç çocuk
doğuracağımızdan ne zaman evleneceğimize kadar her şeyimize karışanlara
geçit vermeyeceğiz. Kadını aile içinde eritmeye çalışanlara, eşit yurttaşlık
haklarımıza sahip çıkarak cevap vereceğiz.
Kadına yönelik şiddeti de kadın cinayetlerini de sonlandıracağız.
Biz kadınlar vardık, varız ve var olacağız.
Çok kararlıyız. 63 yıl önce çırpılan kelebeklerin kanatları bugün daha güçlü
çırpılıyor!
Önümüzde durmaya kimsenin gücü yetmez, yetmeyecek.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.