Pendik ile Kartal arasında yer alan Topselvi Mahallesi'nde oturduğum yıllarda Kartalspor ve Pendikspor maçlarına giderdim... Kendim de Adnan Dinçerli, Ersin Şolpanlı Kartalspor altyapısında yeni yeni futbola başlamıştım.. Gebzespor'u o dönemde Kartalspor ve Pendikspor maçlarında tanımıştım. Pendikspor Teknik Direktörü aynı zamanda o dönemde dağılmayan Yugoslavya Milli Takım Teknik Direktörü olan Abdullah Gegiç'in Gebzesporla pazar günü oynayacağı maçın cumartesi son ter antrenmanında top toplarken bu ismi duydum... "Golcü değil ama defansta değil. Bir anda dönen topla tehlike yaratıyor. Adam markajına gerek yok ama kendisini unutturmasına da izin vermeyin" demişti.
İşte o efsane
Tamer Köksal
1 sene sonra Gebze'ye taşındığımda Mustafapaşa Spor Kulübü'nde futbol oynamaya devam ediyordum. Akşam antrenmana giderken Yenimahalle'den gelen Gebze'ye giden bir magırusa bindim... Şoför "Futbol mu oynuyorsun?" dedi. Yol parası da almadı benden... Hem öğrenciyim hem çocuğum hem de spor yapıyorum diye benden para kazanmak istemedi...Ama bir şartı vardı.
"Pazar günü Gebze Stadı'na maça gel" dedi. "Pahalı mı stada giriş?" dedim... Güldü. "Bizim stad Fenerbahçe Stadı gibi değil, tahta montajlı tribün var, zaten her yerden saha içi görünüyor, sen soyunma odalarının o tarafa gel ben sana yardımcı olurum" dedi.
Statta ne iş yapıyorsun? diye sormadan adını bile öğrenmeden indim minibüsten... Pazar günü maça gittim.. Etrafta o şoförü bulmaya çalışıyordum. Ama yoktu... Bulamadım... Sonra taraftarlarla birlikte tribüne gittim... Gebzespor sahaya çıkıyordu. İstiklal Marşı okumak için sıraya girdiler. İşin enterasan tarafı rakipleri Pendikspor'du.
Gebzespor'un takım kaptanı uzun boylu Örümcek Recep'in hemen yanındaki futbolcuyu görünce şok oldum.
Bu futbolcu minibüs şoförüydü. Hafta içi magırusu ile şoförlük yapıp haftasonu Gebzespor'da profesyonel futbol oynayan biriymiş. İşte Tamer Köksal ile ilk tanışmam böyle oldu. O günü hiç unutmuyorum çünkü bu maçın olduğu gün Beşiktaş, Adana Demirspor'u 10-0 yenmişti...
Yıllar geçti... Karamürselspor formasıyla Gebze Stadı'nda Gebzespor'a karşı sahaya çıkmıştı. Hayatımda hiç bu kadar sevgiyle Gebze Taraftarlarından karşılanan bir futbolcu görmedim. Tamer rakip takımdaydı ama Gebzenin çocuğu olarak kabul edilişini, ilgiyi, sevgiyi hayranlıkla izliyordum.. 8 Sene mor beyazlı formayı giydi. Kastamonuspor ve Nişantaşı'nda defalarca haftanın kare asına seçildi, haftanın oyuncusu oldu. Gebzeli'de onunla gurur duydu. Savunma ağırlıklı oynamasına karşılık Karamürselspor formasıyla 7 kez ağları havalandırdı..
O dönemde Darıca G.B ve Gebzespoor arasında ki maçlar Fener-Galatasaray maçları gibiydi. 1993 yılında ki derbide Darıca ağlarını havalandırırken yaşadığı mutluluk hala dün gibi...Golü atarken öyle depar atmamıştı gol sonrası taraftara koşarken. O gün Gebzespor, Darıca'yı 5-1 mağlup ederken 4 gol Kelebek Murat'tan 1 gol Tamer'den gelmişti.. Büyük olaylar olmuştu. Nişantaşı'nda da boş geçmedi.. orda da İstanbullu futbolseverleri ayağa kaldıran golleri var.
Futbol hayatını Güzeltepe Çayırovaspor'da tamamladığında onu futbolcu olarak yazmakta nasip oldu...
Ama hocalığını çok yazdım.. Ömrünün son yıılında halen Çayırovaspor'un Teknik Direktörüydü. Ben de kulüp muhabirliğini yapıyordum.. Vahdet Kılıç Başkan, Şevket Külte Başkan bir takım yemeğinde bana "Tamer Hocayı tanır mısın?" dediğinde Tamer Hoca da ben de çok güldük...
Ama aradan 4 ay geçtiğinde de çok ağladık.
Futbolculuğunu, hocalığını yazarken bir gün onun vefat haberini yazmak aklımın ucundan bile geçmiyordu.
Gebzespor'un o efsane Tamer'i halen aktif yeşil sahalarda görevi başındayken bizlere, sevenlerine ve tüm dünyaya veda etmişti.
Allahım sana rahmet eylesin Tamer Köksal.
..