Türkiye Basketbol Ligi’nde uygulanan anlamsız kuralları insanın başına gelince öğreniyoruz.
Rakip takımın seyircisini salona sokmama uygulaması…
Spor muhabirliğine başladığım tarihten beri saçma bulduğum ve kabullenemediğim bir uygulamadır bu… “Spor oyunları seyir oyunlarıdır. Seyircinin olmadığı yer de müsabaka yapılması anlamsızdır” dedim durdum. Yine futbolda stadın belirli bir oranında deplasman takımı için bir seyirci sayısı tribünlere alınıyor. Basketbol da yasak…
Dün ILAB-Çayırova Belediyespor Türkiye Basketbol Ligi maçını takip etmek üzere Beşiktaş Kulübüne ait ancak ILAB tarafından kiralanan Fibabanka Spor Kompleksine gittik.
Çayırova Belediyespor Yönetimine önce taraftar muamelesi yapıp salona alınmalarında sorun çıkartıldı.
Yönetici olduklarını söylediler… Bu kez de Çayırova’nın salona alınacak akredite olmuş yönetici listesinin gelmesini beklediklerini söylediler. Ayazda çocukları eşleri ile liste bekleyişlerini takip ettim. Nihayet liste de geldi.. Bu kez 8 yaşında ki çocuklarının polarında Galatasaray arması var diye içeri alınmama bahaneleri sürdü. Hadiiiii. Çocuğun üstü değiştirildi…
Yazdıklarım hiç manalı, mantıklı geliyor mu size… İLAB-Çayırova maçında Galatasaray logolu polar ne alaka… 8 yaşında ki çocuk salonumu yıkacak… Kadınları, çocukları spordan, spor seyrinden soğutmak adına saçma sapan bir sürü uygulama…
Hadi yöneticiler ve eşleri bir şekilde ilerleyen dakikalarda salona giriş yaptı… Çayırovalı yöneticileri tehdi ettikleri gerekçesi ile polise sözlü şikayet ettiler. Oradaki rütbeli polis sağduyulu bir şekilde dinlediği konunun saçmalığını o da farketti. Sonra kendisi ile başbaşa kalınca da çok güldük. Salonda ki zemin koltuklarında da Çayırova Belediyespor Başkanı ve yöneticilerine yer ayrılmadığını da detay olarak belirteyim…
Gelelim Çayırova’da ki maçlara…
Hatırlarsınız Trabzonspor ile oynanan maçta bordo mavili takımın taraftarı neredeyse Çayırova takımına destek veren seyircilerden daha fazlaydı. Hepsi kaşkolü ve forması ile tribünde yer aldılar…
Güzellikten başka ortaya ne çıktı.
ILAB ile oynanan Çayırova’da ki maçta tüm yöneticiler eşleri ile birlikte zemin koltuklarında oturdular. En güzel şekilde ağırlandılar. Karşılığı pek şık olmadı.
Asıl sıkıntı gelecek maçlarda… Şimdi play off’larda yada gelecek sezon yine aynı ligde karşılaşacak olan bu takımların yöneticileri yapılanları kafalarına yazmıyor mu? Yaşanılan herşeye misilleme yapma planı, düşüncesi oluşmuyor mu?
Altında manası olmayan, gerekçesi mantığa dayanmayan müsabaka girişi uygulamalarına son verilmeli…
Ben şahsım olarak Çayırova Salonu’da bölge insanlarımız gelsin diye yırtınan bir yol izliyorum. Salona gelen gençler, çocuklar, kadınlar salon girişinde kimlik kartlarını cihazdan okutuyorlar. Güvenliğin üst aramalarından geçiyorlar. Ama üstüne bir de GBT sorgusu uygulanınca salona gelen kadınların, çocukların psikolojini ben çözümleyemiyorum açıkçası.
Hadi taraftar düzeyinde olabilecek olayların önünde geçmek adına güvenlik, evsahibi takım yönetimi, stad ve salon görevlileri ve polis uygulama yapıyor.
Ama kulüp yöneticilerinin ilişkileri açısından ben çok sağlıklı görmüyorum. İki kulüp yöneticilerinin daha sağlıklı bir evsahibi misafir ilişkisi içinde olmaları gerektiğini düşünüyorum. Ancak Türkiye’de sağlıksız yürüyen asıl organ sanırım yöneticiler düzeyinde…
TBL’de 2 senedir mücadele eden ILAB ile Çayırova arasında 4 maç oynandı. Daha da oynanacak. Dün yaşananlar gelecek maçlar adına gereksiz ve yakışıksız zemin hazırlayacak. Gerek var mıydı? 8 yaşındaki bir çocuğun maçla alakası olmayan bir kulübün logolu polarını bahane edilmesi komik ve gereksiz.
Saygılarımla…
