1990 Yılların başında Gebze'de liseli arkadaşlarım çok sitem ederdi yaşadıkları kentten..."Sinema yok, tiyatro yok, kafe yok, Gebze'de hiçbir şey yok...Yaşanılacak yer değil Gebze" derlerdi... Üniversite okumanun gelecek adına eğitim yatırımı olmasının yanında arkadaşlarım için bu kentten bir kaçış yolu olarak da görülüyordu... Yıllar geçti... AVM'si oldu, sineması oldu, kültür merkezleri oldu, sahilleri ilmek ilmek dokundu, sanayisi, teknolojisi, bilişimi ile parmakla gösterilen bir dünya merkezine dönüştü. Hala "Gebze yaşanılacak yer değil?" olgusu, görüşü değişmedi...Yok mu eksiklikler? Saysam sayfalar yetmez. Ama insan şehir dışına çıkınca görüyor Gebeze'nin (Gebze olgusunu Çayırova ve Darıca unsurları ile bütünleştirmenizi rica ediyorum) ne kadar değerli olduğunu... O dönemde Üstündağ pasajı bile bize AVM gibi gelirdi... Çoğu arkadaşım spor ayakkabı, tişört, pantolon almaya Pendik'e gezmeye Kadıköy'e giderdi...Benim dünya görüşüm ve maddi durumum farklıydı ve çok fazla beklentim, yada haveslerim yoktu. Bana çok bile geliyordu Gebze..Marka kotlar ayakkabılar alacak param olmadığı için bu markaların mağazalarının eksikliğinide hissetmiyordum... Eski Gebze Belediyesi'nin çamlık parkında akşama kadar sohbet etmek te sosyal hayatıma yeterliydi. Öyle sinema, tiyatro kafe de aramıyordum... Bilardo hastalığım vardı ve Gebze'de de yeterli bilardo masaları olan mekanlar vardı.
Çayırova Belediyespor Basketbol Takımı ile Yarı final maçı için Aydın kentine gittim Haziran ayında... Astım krizimle ilgili yaşadığım sıkıntıya çözüm için bulabileceğim acil sağlık servisi maalesef mevcut olmadı... Aslında sayacağım tüm iller bizim şehirlerimiz. Onların gelişmemiş halleri de bizim eksiğimizdir. Sanki başka ülkelerden bahsediyor gibi kendi kentlerimizi küçümsemek, imkansızlıklarını ortaya koymak hoş bir durum değil. Ama Gebze'nin üzerinde ki haksız önyargılara karşı bunları örneklendirmem gerekiyor...
Çayırova Belediyespor'un final maçları için gittiğim Balıkesir'de ise takım oyuncularından birinin doğum günü için şehir merkezine bir pasta almaya gittik. Saat henüz 22.00 sularıydı. Balkesir bir büyükşehir belediyesi kenti... Maalesef açık bir yer bulmak mümkün olmadı. Darıca'da bile Haser Pastanesi neredeyse 24 saat açık...En kötü o saatte açık bir marketten hazır pasta keki ve bir puding tozu alarak dahi ortaya bir pasta çıkarmak mümkün kendi bölgemizde...
Geçen hafta ise bir mezuniyet töreni için İzmir'deydim. Türkiye'nin gelişmiş en büyk 3 ilinden birisi. Park ettiğim yerde küçük bir damla yağ gördüm. Bir servise göstermek istedim. Şanzımanın jontasının değişimi gerektiğini söyledi. "Değiştirin" dedim.."İstanbul'a sipariş vermemiz lazım, bugün versek siparişi öbürgün gelir, şanzımı söküp toplamamız ancak 4 gün sonra aracı teslim alırsınız."dedi. İstanbul'a dönünceye kadar idare etmez mi dedim. "Eder" dedi... Gebze'de Center'in yanında ki bir tamircide yaklaşık 1 saat 15 dakikada halledildi.
İzmir Seferihisar, Sığacık bölgesinde denize girdim. Oralar için akvaryum derler...Denizi cam gibi derler ya...Göz kapağımda bir iltihap ve enfeksiyon oluştu. Çocukluğumdan beri Eskihisar, Darıca ve Bayramoğlu'nda yüzerim. Denizden kaynaklı hiçbir sağlık sorunu yaşamadım. Yada benim vücudum mikroba yada Marmara Denizine bağışıklık kazamış mı ne? Neyse olacağı varmış deyip bir göz doktoruna gitmek istedim. Google'a İzmir Göz doktorları, göz hastaneleri gibi kelimeler yazdım...Maalesef çoğu bayram iznindeymiş ve bayram sonuna randevu verebiliyorlarmış. Arefeden 2 gün önce ve ardından 9 günlük tatil süreci...Yani 12 gün beklemem gerekiyormuş. Hemen Gebze'ye döndüm. Darıca Osmangazi Mahallesi, Aşıroğlu Caddesi'nde ki göz hastanesinde 20 dakikalık küçük bir cerrahi müdahale ile sorunumu çözdüm...
Hiç öyle 12 tane OSB, TÜBİTAK, TÜSSİDE, TSE, Bilişim Vadisi, GTÜ, GTO, 3 vergi dairesi, Sabiha Gökçen'e 15 dakika, İstanbul'a 4 dakika, demiryolu, otoban, limanlar, feribot hatları, MARMARAY, E-5 hattı ile övünmeye gerek yok...
Kocaeli'nin en büyük Kültür merkezlerinin Çayırova'da Darıca'da ve Gebze olduğunu yazmaya da gerek yok. Buralarda yetişkin ve çocuklar için tiyatro ve konserlerin yapıldığını gündeme getirmeyede gerek yok. Gençlik festivalleri ile sahillerdeki gece yarılarına kadar yaşanan coşkuyu da detaylandırmayacağım...
Sadece tek cümle yazacağım...Eğer Gebze'de yaşayamıyorsanız inanın bu ülkenin en büyük büyükşehir belediyeli kentlerinde dahi yaşayamazsınız... Gebze'de hiçbir şeyi bulamadığınız için başka bir kente gitmezsiniz, Ya da sipariş beklemezsiniz. Günün hangi saati olursa olsun, sağlık yada sosyal ihtiyacınız için sabah olmasını beklemezsiniz...
Şunuda ilave etmeden yazımı bitirmek istemiyorum...
Birileri buraları il yapmış hatta büyükşehir belediyeli il yapmışta, Gebze'yi yapmamışsa... Vallaha da billaha da Gebze bunun eksikliğini yaşamaz...Utanılacak bir ayıp yaşanılıyordur..
3 Büyükşehir belediyeli kent 1 Gebze etmiyor, buna şahit oldum
Saygılarımla