İstanbul'da meydana gelen 6,2 büyüklüğündeki deprem kentte büyük paniğe neden oldu. Klinik Psikolog Hilal Savaş, bu tür büyük depremlerin yalnızca fiziksel yapıları değil, bireylerin ruhsal dünyasını da derinden etkilediğini belirtti.
Savaş, özellikle ilk günlerde ortaya çıkan psikolojik tepkilerin önemine dikkat çekerek, “Depremler, kontrol kaybı hissini, güven duygusunda zedelenmeyi ve hayatta kalmaya ilişkin temel korkuları tetikleyebilir. Depremin ardından birçok kişide şok ve inkâr, yoğun korku, uyku bozuklukları, ani irkilmeler, öfke patlamaları, içe kapanma ve suçluluk duygusu gibi çeşitli ruhsal tepkilerin gözlemlenebilir. Bu tür tepkiler, travmatik bir olay sonrasında beklenen ve anlaşılabilir bir süreçtir. Belirtilerin iki haftadan uzun sürmesi veya günlük yaşamı ciddi şekilde etkilemesi durumunda profesyonel destek alınması büyük önem taşımaktadır” diye konuştu.
Çocukların dünyasında sarsıcı etkiler
Depremlerin yalnızca yetişkinleri değil, çocukları da derinden etkilediğini hatırlatan Klinik Psikolog Hilal Savaş, şunları söyledi:
“Depremler çocukların yalnızca fiziksel değil, aynı zamanda duygusal, bilişsel ve sosyal dünyalarında da derin izler bırakır. Özellikle küçük yaş gruplarındaki çocuklar için dünya güvenli bir yerken, böyle yıkıcı olaylar bu temel algıyı sarsar. Çocuklar yaş ve gelişim düzeylerine göre farklı tepkiler verebilir. Okul öncesi çocuklarda alt ıslatma, parmak emme, aşırı yapışkanlık gibi davranışlar; ilkokul çağındaki çocuklarda baş ve karın ağrısı gibi somatik şikayetlerin, dikkat dağınıklığı ve suçluluk duyguları; ergenlerde ise sosyal çekilme, varoluşsal sorgulamalar, duygusal dalgalanmalar ve geleceğe dair kaygıların sıkça görülebilir. Çocukların bu süreci nasıl atlatacağı konusunda ebeveyn tutumu belirleyicidir. Çocukların duygularını bastırmasına değil, ifade etmesine alan açılması gerekmektedir. Çocuğu susturmayın ona eşlik edin. ‘Korkmana gerek yok' gibi bastırıcı ifadeler yerine ‘Evet, çok korkmuştuk ama birlikteyiz' gibi güven veren cümlelerin tercih edilmelidir. Sürekli haberleri takip etmek kaygıyı artırır. Çocukların oyunlar yoluyla yaşadıklarını ifade edebilir. Rutinlerin yeniden kurulması çocuklara güven hissi kazandıracaktır. Yemek, uyku, oyun ve okul gibi temel alanlarda tahmin edilebilirliğin yeniden sağlanması önemlidir. Ayrıca bedensel temasın da çocuklar için güçlü bir güvenlik hissi oluşturacaktır”
Deprem sonrasında çocuklarda yoğun öfke, içe kapanma, okula gitmeyi reddetme, aşırı tetikte olma hali, kalıcı kabuslar ve bedensel yakınmalar gibi belirtilerin iki haftadan uzun sürmesi durumunda mutlaka uzman desteği alınması gerektiğini belirten Savaş, “Unutulmamalı, çocuklar yaşadıkları olaylardan çok, o olaylar sırasında çevrelerinden aldıkları duygusal tonu içselleştirir. Ebeveynin sakinliği, dürüstlüğü ve tutarlılığı çocuğun içsel güvenini yeniden inşa etmesinde en büyük rehberdir” dedi.