Adnan Ayvaz Yazdı....
Sosyal medya ilginç bir dünya... Birileri için eğlence, birileri için gelir kapısı, birileri için delikanlılığın, dürüstlüğün vitrini, birileri için ahlaksızlığın geldiği son boyut...
Ben de kullanıyorum... Tik tok dışında facebook, twitter, instagram ve theaders üyeliğim var... Yaptığım haberlerin linklerini paylaşarak haber sitemi tanıtmak amacıyla kullanıyorum. Kendi ismimi tanıtıyorum çünkü haber sitemin adı da kendi ismim.
Bunun dışında herkesin benim özel hayatımı takip etmesi gibi bir amacım yok. Fenomen olmanın hayatıma katacağıda bir avantaj yok.
Hayatta kalmak, rızkımızı kazanmak adına meslekteki varlığımı sosyal medyada güncel tutuyorum... O kadar..
Aynı bir adayın, aday adayının kendini göz önünde tutması, tanıtması gibi...
Daha dün Diyarbakırlı Ramazan isimli bir vatandaşımız bıçaklanarak hayattan koparıldı. Kendisi sosyal medya da dini videolarını paylaşan biriydi. Öyle tanıyorum, o kadar tanıyorum.. Videodaki konuştuğu içerikleri bazen beğeniyordum. Bazen beğenmeye yada beğenmemeye bilgim, fikrim yetmiyordu. Yani söyledikleri doğru mu, mantıklı mı sorusuna cevap vermek için o konuları çok iyi bilmek lazım.
Bazen sağlık sorunlarım nedeniyle evden çalışıyorum. Televizyonda sabah Müge Anlı öğleden sonra Esra Erol programı oluyor... Aman Allahım...
Bu programlar yararlı mı zararlı mı beynim ona da yetmiyor. Bazen kayıp buluyorlar "Afferin kız Müge diyorum" Bazen ahlaksızlığın dibinde ki konuları işliyorlar, "Kaldırsın devlet bu programları" diyorum...
6 aylık bebeğini sobalı odaya kitleyip, başka adamla kaçanlar, 16 yaşında ki çocukaların 50 küsür yaşında adamlarla imam nikahı ile evleniyor olmaları, evine 100 TL market parası bırakmayan adamların paralarını başka kadınlarla harcamaları, akrabaları ile komşuları ile kaçmalar...
Konuların başrolünde ki tüm şahıslar tanışmalarını sosyal meddya sayfalarından sağlamışlar...
Sosyal medya nın bir de böyle bir hizmeti var... Sapıklığına kurban edecek insan arayışları için uçsuz bucaksız bir alan.
Sonucu hayırlı olan hiçbir ilişkiye de rastlanmıyor... Aile dramları, cinayetler, çocuk mağduriyetleri, gelecek bitişleri ile son bulan sosyal medya kaynaklı ilişkiler.
Ülke de insanlarımızın geldiği ruh yapısı, ilişki anlayışı, iletişim tarzı inanılmaz noktada. Sinir sınırları bitmiş, tahammül kalmamış. Saldırganlık, cinayete teşebüsler, yaralamalar ne ararsan... Fenomenler mal varlıklarını paylaşıyor sosyal medyada sonucu hapiste bitiyor... Profesörlerden, alimlere kadar, sanatçıdan, sporculara kadar herkes sosyal medya içinde... Sıfatları ne olursa olsun her türlü saygısızlık ve saldırganlığın hedefi durumundalar...
Güldür Güldür'de bir karakter var.
DÜZ İSMAİL...
Ne diyor;
Düzüm, işe giderim, çalışırım, eve gelirim, yemek yerim, çay içerim, televizyon izlerim, annem meyve soyarsa yerim, soymazsa yemem, uykum gelir yatarım... Sabah kalkarım işe giderim, çalışırım, eve gelirim. Yemek yerim, çay içer televizyon izlerim. Annem meyve soyarsa yerim, soymazsa yatarım... Düzüm, düz yaşarım...
İnsan izlerken sosyal hayattan uzak robot gibi yaşanır mı diyor... Maalesef hayatta kalmanın, belaya bulaşmamanın hatta huzurlu bir aile yapsının oluşması için Düz İsmail gibi yaşamak gerekiyor. Aslında kereste gibi, ot gibi olmamak, bi,limsel yada diğer sosyal donanımlarla insanların kendini geliştirmesi savunduğum bir konuydu.
Ama ömrünüz uzun olsun, evinizde huzurunuz olsun istiyorsanız sanırım odun olmakta fayda var. Bilgini, fikrini paylaşmayacaksın. Toplumun sizin için "Ne kadar bilgili, kültürlü insan" demesinin de ömrünüzün uzun olmasına faydası yok gibi...
Mekanın cennet olsun olsun Diyarbakırlı Ramazan
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.